ÇORUM YEŞİLAY DERNEĞİNİN ÇALIŞMALARINI YUKARDAKİ
RESİM ÜZERİNE TIKLAYARAK GÖREBİLİRSİNİZ.
MAKALEDİR
HABER DEĞİLDİR.
SAYGILARIMIZLA….
Attila ALPAY
attilaalpay@gmail.com
KANSER OLMAK İSTİYORSANIZ
Sigara içmeye devam edin. Günde iki paket içiyorsanız derhal vasiyetini yazmaya başlayın. Akciğer kanseri namzedi olarak bu dünyada fazla vaktiniz kalmamıştır. Eğer iki paketi geçiyorsanız çocuklarınızın liseye gittiğini görebilirseniz ne mutlu size…
Her gün mutlaka kola için: Mümkünse günde bir büyük kolayı bitirin. Karaciğer kanserlerinin bir numaralı sebebi kolalardır.Tedavisi yoktur. Karaciğer nakli bile bir işe yaramaz .
Kozmetik, koku,makyaj malzemelerini daha sık kullanın.Bu suretle çok yüksek moleküllü bir sürü kimyasal madde vücudunuza girecektir.Önce alerjik astımlarla sonrada başka korkunç şeylerle karşılaşacaksınız.
Birde erken yaşta kel kalmak istiyorsanız avuç avuç jöle kullanın.Otuz beşinize varmadan berber ve kuaför derdinden kurtulacaksınız.
Sık sık saç rengi değiştirip doğal görünmekten vazgeçenlere öğüdümüz şudur :Kafa derinizden öyle çok kimyasal madde yükleneceksiniz ki hiç hastaneleri neyim var asla diye meşgul etmeyiniz. Sadece Onkoloji bölümünden randevu alınız.
Bilmediğiniz bitki çaylarını asla içmeyin.Hele zayıflama maddelerinin pek çoğu ölüm saçmaktadır.Haftada beş kilo verdiren hapların çoğu bir çeşit intihardır.
Bol bol Şampuan kullanın, hele duş köpüğü, duş jeli gibi saçma şeylerden asla vazgeçmeyin.Ama bir gün doktorunuz mamografi isterse, koltuğunuz altında bir lenf nodülü görüldüyse kimseye kızmayın.
Güneşlenirken mutlaka güneş yağı sürünün. Formülü bilinmeyen o yağların pek çoğu petrol esaslı makine yağlarıdır.Kullandığınız o yabancı markalı mamüller bizim kızgın güneşimizle birleşince bizi hemen deri kanseri yapacaktır.
Mümkünse iki hatta üç cep telefonu taşıyın. Ve günde sekiz on saat konuşun. Birkaç yıl sonra çekilecek kafatası filminde beyninizin yerinde olmadığını ve eridiğini göreceksiniz.İki cep telefonu taşıyanlar bile kırk yaşında Alzheimer olacaklardır.En iyisi kulaklık hatta Kablolu telefon veya tele sekreter kullanmaktır. Hiç mi Amerikan filmi seyretmiyorsunuz.
Evinizde mutlaka köpek veya kedi besleyin..Karaciğer kistleri bu hayvanlarla nasıl bulaşır doktorunuza bir sorun.Aşılar filan hikayedir. (Dünyadaki açlık ve sefalet çeken ülkelerden size ne.Mesela bir çocuk evlat edinmeyi hiç düşünmeyin.Ahirette o yaratıklar size şefaat edeceklerdir.)
Çocuklarınızı devamlı fast food,jips,vb nasıl yapıldığı ve içinde ne olduğu belli olmayan,reklamlarla şişirilmiş ürünlerle besleyin.Kilosu iki liraya sosis, üç liraya sucuk nasıl oluyor hiç kafa yormayın. Evde yemek pişirmekten vazgeçip dışarıda yiyenler kabilesine katılın. Katılın ki birinci adresiniz hastaneler olsun. Nasıl olsa birileri bunları denetliyordur diye kendinize boşa teselli verin.(Ülkemizde bunları Uğur Dündardan başka denetleyen kimse yoktur.)
Dışarıda ucuz baklava,kadayıf vb yiyeceklerin artık sıvı şekerden yapıldığını, fiyatlarının bunun için ucuz olduğunu,içindeki şamfıstığın kurutulmuş ve öğütülmüş bezelyeden oluştuğunu size kimse söylemedi mi. Yurdumuzda gdo lu ürünlerin ithalatının serbest bırakıldığını ,bu sıvı şekerinde genleriyle oynanmış mısır nişastası olduğunu bir kere hatırlatalım. Genleriyle oynanmış yiyecekler bizim de genlerimizle ve hayatımızla oynayabilmekteler.
Kilosu üç liraya satılan dondurmaların aslında dondurma değil de sütlü buz diye acayip bir madde oldukları aldığınız o ambalajın üzerinde bile yazılıdır. (Hakiki dondurma keçi sütü ve salepten yapılır. O da tarihe karışmıştır.Kilosu üç liraya dondurma zaten olabilemez(!).
Bir sürü dondurma tadı veren kimyasal maddeleri yiye yiye vücudumuza yerleşen zehirler yüzünden çocuklarımız lösemi olursa kimseye kızmayalım.
Bilgisayar monitörleri, saç kurutma makineleri, mikrodalga fırınları,her türlü motorlar,cep telefonları,elektrikli araçlar vb cihazlar hep birer radyasyon kaynağıdır.Mahalledeki camii minarelerimize bile yerleşmiş bas istasyonları ise en yeni kanser makinalarıdır. Uzak durmanın yollarını arayalım.
ÖZETLE:
Aziz şehrimiz Çorumda insanlar başka illere göre çok daha fazla kansere yakalanma riski taşımaktadırlar. Yukarıdaki sebepleri bertaraf etsek dahi şu aşağıdakiler canımıza zaten yetmektedir.
Bunlar etrafımızdaki çimento,kiremit ,tuğla fabrikaları,tavuk ve büyükbaş hayvan çiftlikleri, 55 bin kombi bacası, 110 bin otomobil egzozu,dev taş ocakları, muazzam çöp tepesi, siyah dumanlarıyla asvalt fabrikası gibi kuruluşlar ve baz istasyonlarıdır.
Bunları kaldırmaya ve insanlarımızı yaşanabilir temiz bir çevreye ve solunabilir bir atmosfere kavuşturmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. En iyisi bu memleketi terk edip alıp başımızı bir yerlere gitmektir. Kalanlarımızda vasiyetini cebinde taşımalıdır.(Bizim gibi )
İnşallah, hepimize sağlıklar diliyorum.
Saygılarımızla…
YENİ KÖŞE YAZISIDIR.
ATTİLA ALPAY
Kanser Olmak İstemiyorsanız…
Yeme ve içme alışkanlıklarınız hızla değiştiriniz. Mümkünse elli yıl önceki atalarımızın yaşadığı gibi yaşamaya başlayınız. (Bu bizim değil Amerikadaki ünlü doktorumuz M.Öz’ ün fikridir.)
Kepekli ekmek fantezinizden vazgeçin. Taze kepek bulmak her zaman mümkün değildir. Kepeğin nemlenerek küflenmesi aflatoksine o da kansere sebeb olur. Son günlerde içine boya maddesi kattıkları için artık güvenilmez olmuşlardır. Beyaz ekmeğin mayasının içinde de sodyum peroksit vardır. Çorum yufkası ile Çavdar ekmeğini tercih ediniz. Yoksa siz bilirsiniz.
Mutfak tuzunuzu Çorumdaki turşuluk için üretilen kaya tuzu ile değiştiriniz.(Onun da tuzluk için ince şeklini üretiyorlar).Çorum tuzu hatta deniz tuzu hala doğaldır. Hem de çok lezzetlidir. Diğerlerini ağartırken kimyasal madde kullanmaktadırlar. Kaçınınız.(Bu da Kanser Profesörü E.Topuzun önerisidir)
Mutfaktaki çizilmiş teflon kaplarınızı hemen atın. Hakiki teflonlar çok pahalıdır. Ya paraya kıyıp onlardan alın veya çeliklere geri dönün.Piyasada teflon yerine satılan Çin malı ince kahverengi boyalı hafif kapları asla almayınız., İlk kullanışta çizilirler ve sizi kanser ederler.(En iyi kaplar ve tencereler eski kalaylı bakır kaplar ve toprak güveçlerdir.)
Toz kırmızı biberin kanser etmeyeni nerede ise yoktur. Acı biberinizi ve kurutulmuş sebzelerinizi kendiniz üretiniz. Her türlü baharatı ve bitki çayını buzdolabında saklayınız.
Piyasadaki meşhur markalı yoğurtlarda uzun süre dayanmaları için katılmış kimyasal maddeler vardır. Reklamlara aldanmayınız.Ya Çorumda yapılan yoğurları tercih edin ya da kendiniz mayalayın.
Hormonlu domateslerin zararlı etkilerini yok etmek için birkaç gün mutfaktaki camın önüne güneş ışığına koyunuz. Her gün çevriniz. Isı etkisi ile kimyasal maddeler bozunmaya uğrayıp sizi kanser edemiyeceklerdir.
Hele zeytindeki kimyasallar saymakla bitmez. Deterjanın ana hammadesi olan sodyum hidroksit yani sud kostikle bir gecede karartıldıkları için kanserojendirler. Bu en pahalı zeytinlerde bile böyledir. Ucuz, lezzetli ve kaliteli zeytin bir şans işidir. Çekirdeği kahverengi zeytinleri nerede bulursanız alın. Bir daha bulamıyabilirsiniz. Ülkemizde kimyasal kullanmadan zeytin üreten tek kurum Vakıflar idaresidir. Balıkesir ve Akçaydaki Çorum kolonisinde yaşayan akrabalarınıza sipariş veriniz. Orada Vakıfların satış mağazaları vardır. Mümkünse üç-beş kilo alarak buzdolabında saklayınız. Yiyeceğiniz kadarını beş-altı kere sıcak sudan geçiriniz,soğuk suda asla bekletmeyiniz.Üçte iki sirke ve üçte bir limon suyu ile terbiye ediniz.
Artık mısır özü ,soya yağı ve buna benzer yağlara asla yaklaşmayınız.Ülkemizde geçen yıl gdo lu ürünler yani genleriyle oynanmış ürünlerin girişi serbest bırakılmıştır. Mısır ve soya yağı da gdo’lu ürünlerden elde edilmektedir. Ayçiçek,Fındık yağı ve bilhassa zeytinyağını tavsiye ediyoruz.
Diş macunlarının en iyisi Ulucamii civarında satılan ve kardeş islam ülkeleri tarafından toz misvaktan üretilmiş macunlardır. Bunlarda alkol ve kloroform yoktur. Son günlerde bizde de buna benzer markalar internet üzerinden satılmaktadırlar. Fiyatları üç-beş liradır. Bir tüp altı ay gider. Zaten kullanılacak miktar bir seferde insanın göz bebeği kadardır. Birkaç tane alıp eşe dosta hediye ediniz.
Saçınızı boyamak için kullanacağınız kimyasal maddeler bir çok kanserin baş sebebidir. Gençlerimizin saçlarını boyamalarını önlemek için ebeveynlerin yoğun çaba harcamaları gerekir. En doğal saç boyası bitkisel kınadır.O da zor bulunmaktadır. Onun yerine ucuz Hint kınalarından kaçınınız.(En doğal kına çeşitleri sadece İstanbul Kapalıçarşıda bulunur.)
Gözüne sürme çeken mümin kardeşlerimiz doğal sürmenin artık yeryüzünde bulunmadığını bilmelidirler., Onun yerine kullanılan civa bileşikleri zehirleyicidir.(sarık,cübbe ve takke ile idare edelim.)Sahte sürmeler körlüğe ve kansere sebep olurlar.Vazgeçiniz.
Zayıflamak için üretilmiş çeşitli biber haplarından ve buna benzer maddelerden faydalanmak için mutlaka bir hekime danışınız. Ülkemize bunlar Tarım Bakanlığı izni ile girerler. Ayrıca bunların ne olduklarını veya ne olmadıklarını anlayacak teknik imkanlar-laboratuarlar-ülkemizde henüz mevcut değildir. Sağlık bakanlığı izni ile üretilenlerin sayısı çok azdır.Son günlerde her önüne gelen bir şey üretip şişelemekte ve tv’ların desteği ile voliyi vurmaktadır. (Üstelik Uğur Dündar bile artık bu işlere bakmamaktadır. Hapı yutmak istemiyorsanız bu hapları asla yutmayınız. Zayıflamak izin boğazımızı tutmak ve parkın etrafında eşofmanları giyip onbeş- yirmi tur atmak yeterlidir.)
…………..
Çamaşır makinalarımızda kireç önleyici ve yumuşatıcı gibi maddelere gerek yoktur.Vücudumuza çamaşırlarımızdan terle girecek kimyasal madde sayısını artırmayınız.Üçüncü deterjan gözünü boş bırakınız.Makinanız orada malzeme varmış gibi çamaşırınızı bir kere daha temiz suyla durulayacaktır.
……….
Saçlarını yüz bin volt cereyan yemiş gibi yapan yavrularımızı jöle kullanmaktan vazgeçirmek için Necipbey (Briyantini) ile tanıştırınız veya eskiden o işi birkaç damla limon suyu ile yaptığımızı hatırlatınız.Yoksa daha evlenemeden isimlerinin önüne üç harfli bir unvan yerleştircek ve toplumda öyle anılacaklardır.(kel filanca vb gibi).
Bu ve buna benzer daha nakledilecek çok mevzuu vardır. Ayrıntılı bilgi almak için bizi aramanızı; doğal malzemelerle hayatınızı yeniden tanzim etmenizi ve bilinçli bir tüketici olarak yaşamanızı tavsiye eder,uzun ömürler ve sağlıklar dileriz.
Saygılarımızla..
Yeşilay Çorum Temsilcisi Attila ALPAY,
“Sigarayı bırakın Burs Verin”
Tiryakilerin yılda bir buçuk milyar lira gibi önemli bir parayı sigaraya vererek bütçe ve sağlık olarak adeta intihar ettiğini kaydeden Türkiye Yeşilay Cemiyeti Çorum Temsilcisi Attila Alpay ; “Sigarayı bırakın burs verin” dedi.
Sigaraya bir ayda verilen para ile normal şartlarda en fazla üç öğrenciye burs verilerek destek olunacağını kaydeden Alpay, tüm tiryakileri bir eğitim ve öğretim seferberliğine çağırarak şunları söyledi :
“Yurdumuzda 1-17 yaş arasında ve eğitim çağında 26 milyon genç vardır ve bunların 15 milyonu öğrencidir. Yüzde yirmilik bir kısım hariç hemen tüm öğrenciler velilerine ciddi oranda yük olmakta ve bu da dar gelirli aileler için büyük bir milli sıkıntı yaratmaktadır. Sigaraya verilen para bir tiryaki için ayda ortalama 120-150 milyon liradır. Kırk milyona yakın sigara tiryakisinin yüzde yirmisi bile sigarayı bıraksa ve bu insanlar muhtaç öğrencilere burs verse eğitim sistemimize ciddi bir rahatlama görülecektir.Normal şartlarda üç öğrenciye verilen burs, yüksek öğretimde ise tek bir öğrencinin bile çok önemli bir ihtiyacını karşılayabilir.Öte yandan sigarayı bırakan tiryakinin sağlığına , kendine ve ülke ekonomisi ile sağlık harcamalarına yaptığı katkıyı konuşmuyoruz.Onların maddi değeri nerede ise hesaplanamaz kadar ciddi ve önemli bir kazançtır.Sigara üreticilerinin korkulu rüyası da budur. İnsanların sağlıklı olması onların kazançlarını azaltacak ve bunlara bağlı olan yabancı ilaç ve sağlık şirketleri de iflas edecektir. Bu oyunu artık bozalım. Giden sağlık bir daha geri gelmiyor. Bugünden tezi yok sigarayı bırakarak öğrenci okutalım. Burs verelim. Bilhassa yoksul çocuklara eğitim desteği sağlayalım. Bir tiryakinin sigarayı bırakarak kendi seçeceği birkaç muhtaç öğrenciyi okutması kadar mutluluk verici hiçbir şey olamaz. Bunun daha sevabından ve yüce Dinimizdeki yerinden bahsetmiyoruz. İşin bu kadarlık bir kısmı bile insanı mutlu etmeye yetmektedir. Öte yandan sigarayı bırakan bir tiryaki eğer Akciğer kanseri olursa devlete 200 milyar liraya mal olmakta ve hiçbir surette de kolay kolay kurtarılamamaktadır.Tabii bu rakamlar sigaranın meydana getirdiği diğer korkunç kanser türleri için geçerlidir. Bunların peşinden by pass ameliyatları ve kalp-damar hastalıklarının diğer pahalı tedavileri gelmektedir.
Son olarak tiryakilere yaptığımız çağrıyı tekrarlamak istiyoruz:
Sigarayı bırakın. Muhtaç öğrencilere burs verin. Yurdumuzdaki eğitim problemlerini ortadan kaldıralım. İlimde , fende teknolojide,sanayide ileri gidelim, ülkemizi kimselere muhtaç etmeyelim.Bizde sağlıklı mutlu bireyler olalım.Tüm tiryakilere şimdiden teşekkür ederim.
|